7 Ocak 2020 Salı

İngilizce 10. Ders


Manager, factory, worker, speak to/spoke to/spoken to
Yönetici, fabrika,     işçi,            -ile konuşuyor
Yönetici fabrikadaki işçiler ile konuşuyor.
Manager is speaking to workers in factory

Not: İngilizcede bir fiilin yanına edat getirilip anlamı yarı yarıya veya tamamı ile kaybolup yeni anlam oluşturan fiiller meydana getirilir. Bunlara phrasal verb (edatlı fiil) veya deyimsel veya ibaresel kullanımlar ismi verilir.

Nobody has read the statement in newspaper.
Hiç kimse gazetedeki ifadeyi okumadı.

Not: İngilizcede body, one, thing son eki ile biten kelimeler daima tekildir. No ön eki ile başlayan kelimeler cümlede not negatif form ibaresi olmadan cümleye olumsuzluk yüklemesi yapar.

My, table, paper, I, lose/lost
Masamdaki kağıtları kaybettim.
I lost papers on my table.
I have lost papers on my table

Gazetedeki fotoğraf çok iyi değildi.
Photograph in newspaper is not very good

They did not approve of the policiy of government
Approve of ( -yi onaylamak, tastik teyit)
Onlar hükümet politikasını onaylamadı.


Noun   +   of the   +   Noun


The legs of the animal                   hayvanın bacakları

Muscle of leg                                    bacak kası

İmportance of results                    sonuçların önemi

Arrangement of pictures              resimlerin düzenlenmesi

Movements of molecules            moleküllerin hareketleri

Volume of liquid                              sıvının hacmi

Photograph of student                 öğrencinin fotoğrafı

Duration of holiday                         tatil süresi

Distibution of forests                    ormanların dağılımı

difficulties of problems                 problemlerin zorlukları

dimensions of room                       odanın ölçüleri

division of labour                            iş bölümü

extent of damage                           hasarın derecesi

situation of disadvantage            dezavantaj durumu

employment of workers              işçilerin istihdamı

use of wood                                      ahşap kullanımı

discovery of element                     elementin keşfi

volume of gas                                   gazın hacmi


Glossary;

arrangement                                    : düzenleme, arajman
damage                                               : hasar
difficulty                                             : zorluk
dimension                                          : boyut
disadvantage                                    : dezavantaj
discovery                                            : keşif
distribution                                        : dağıtım, dağılım
division                                                : bölünme
duration                                              : süresi
employment                                     : istihdam
experiment                                       : deney
extent                                                 : ölçü, derece
importance                                        : önem
liquid                                                    : sıvı
molecule                                            : molekül
movement                                        : hareket
muscle                                                 : kas
result                                                   : sonuç
situation                                             : durum
use                                                        : kullanım
volume                                                : hacim









They, animal, leg, movement, to study -ied
Onlar hayvan bacaklarının hareketini inceledi.
They studied movement of legs of animal

Onlar bacak kaslarının hareketini inceledi.
They studied movement of muscles of leg

Onlar Türkiye’deki gelir dağılımını inceledi.
They studied distribution of income in Türkiye.

We must remember the importance of results of this experiment.
Bu deneyin sonuçlarının önemini hatırlamalıyız.


Resimlerin düzenlenmesi önemlidir.
Arrangement of pictures is important

Robert Brown studied the movement of molecules in a liquid
Robert Brown bir sıvıdaki moleküllerin hareketini inceledi.

The doctor estimated the extent of damage in thorax
                   tahmin etmek,   derece,     hasar,       göğüs
Doktor göğüsteki hasarın derecesini tahmin etti.

Not        : (and) ve (or) ‘un kullanımları
and ve or’un 3 kullanımı vardır.


Bir edat nasıl sol ve sağ tarafına kelime veya kelime gurubu şeklinde isim veya isim formu, maximum zamir kullanımı kullanıyorsa and ve or’un edat kullanımı da sol ve sağ tarafta kelime veya kelime gurubu şeklinde isim veya isim formu, maksimum zamir kullanımı aldığı durumda edat kullanımıdır


Adından da anlaşıldığı şekilde and ve or’un bağlaç kullanımı sol ve sağ tarafta mutlaka herhangi bir cümle veya ana yapı aldığı durumdaki bağlaç kullanımıdır. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta sol ve sağ tarafa getirilecek cümle veya ana yapıda bütün unsurlarıyla tanımlı veya tamamlanmış (cümleye bakıldığında kesinlikle şu cümle yapısındadır diyebileceğimiz şekilde asgari veya minimum unsurları bulunduran) cümle veya ana yapıda olması gerektiğidir.

3-) Paralel yapı kullanımı
İngilizcede parallel structure (paralel yapı) olarak bilinir. Bir ortak parantez kullanımıdır. Yani kelimenin tam anlamıyla bir ortak parantez kullanımıdır. Yani kelimenin tam anlamıyla bir ortak parantez kullanımıdır. Bu kullanıma en basit objektif çağrışımsal örneği matematikte çarpmanın toplama üzerine dağılma özelliği örneği şeklinde verebiliriz.

And ve or’un paralel yapı kullanımı, hem edat kullanımının hem de bağlaç kullanımının kullandığı bütün yapıları yani hem kelime veya kelime gurubu şeklinde isim veya isim formu, maksimum zamir kullanımlarının hem de cümle veya ana yapıların 3. farklı bağımsız bir ortak unsur parantezine alacak şekilde kullanır.
The volume of the liquid increased or decreased
Sıvının hacmi arttı veya azaldı.

Deneyin sonuçları için bekliyoruz.
We are waiting for results of experiment

He could not understand the difficulty of problem
Could : modal kullanımdır. Simple past’ın Modalıdır. Kendisinden sonra mutlaka V1 gelir. Düz olumluda kelime anlamı –e bildi, -e bilirdi. Düz olumsuz kullanımı -emedi, -amadı, -eyemedi, -ayamadı
Problemin zorluğunu anlayamadı.

Öğrencinin fotoğrafı dosyada değildir.
Photograph of student is not in file.

Bu harita Türkiye’deki ormanların dağılımını gösterir.
This, map, forest, distribution, to show-ed
This map shows distribution of forests in Türkiye

They overcome the difficuilties of problem
    -nın üstesinden gelmek
Onlar problemin zorluklarının üstesinden geldi.

They did not know the dimensions of room.       know (V1), knew (V2), known (V3)
Onlar odanın boyutlarını bilmedi. (bilmiyordu).


İngilizcede doğası, niteliği veya özelliği gereği sürekliliği olmayan fiiller 3 nolu ana yapıda standart kurulumda ilk standart veya objektif kelime anlamlarında süreklilik formunda kesinlikle kullanılamaz. Fakat Türkçede İngilizce kullanımı zaten kapalı olduğundan anlamı düşürmemek amacıyla süreklilik formunda kullanılabilir. Örneğin koşmak eylemi doğası, niteliği veya özelliği gereği sürekli bir eylemdir. Bu yüzden karşılığı olan kelime ilk standart kelime anlamı olan koşmak anlamında hem İngilizcede hem Türkçede örneğin koşuyor süreklilik veya koştu süreksizlik formlarında kullanılabilir. Fakat örneğin bilmek eylemi doğası, niteliği veya özelliği gereği sürekli bir eylem değildir. Bu yüzden İngilizcede söz konusu fiil ilk standart veya objektif kelime anlamı olan bilmek anlamında süreklilik formunda kullanılamaz. Fakat Türkçede İngilizce kullanımı zaten kapalı olduğundan anlamı düşürmemek amacıyla süreklilik formu kullanılabilir.


İngilizcede her fiilin süreklilik formu vardır. Yalnız doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler ilk standart veya objektif kelime anlamlarında süreklilik formunda kullanılamaz. Kullanıldığı her durumda sübjektif veya özel amaçlı veya argo vs. bir anlamda kullanılmışlar demektir.


Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, İngilizcede eylemden ziyade bir durum ifade ettikleri her durumda süreksizliği, eylemin kendisini ifade ettikleri her durumda sürekliliği kullanır.

State                                     action
                To smell
The bread smells good/fine.
Ekmek güzel kokar

I am smelling the bread
Ekmeği kokluyorum.

Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, süreklilik formunda kullanıldıkları her durumda bir değişim veya gelişim fikrinden bahseder.


I feel fine/good
İyi hissederim (hissediyorum)

I am feeling better today
Bugün daha iyi hissediyorum.

Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, süreklilik formunda kullanıldıkları her durumda sübjektif veya özel amaçlı bir anlamda kullanılmışlar demektir.


I am seeing the doctor at 5 o’clock
Saat 5’de doktor randevum var.

Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, özellikle İngiliz İngilizcesinde yapısal, gramatik ve anlamsal olarak %100’lük progressive veya continuous veya süreklilik yüklemesi yapmak amacıyla (can) modaliyle birlikte kullanılır. Bu tür fiillerle ilgili kullanımda (can) modaliyle Türkçe söylem veya ifadede objektif olarak ifade edilip edilmemesi o kadar önemli değildir. Burada amaç bu tür fiillere süreklilik yüklemesi yapmak şeklindedir.

I can see her coming down the road.
Onun yoldan aşağı geldiğini görüyorum.

Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, İngilizcede ileri düzey alt yapısal özelliklerde reduction işlemine tabi tutulmuş veya redükte edilmiş veya indirgenmiş simultane veya eş özneli alt yapısal özellik kullanımlarında hem süreklilik formunda hem de ilk standart kelime anlamlarında kullanılır.

Knowing her tastes, I bought her a large box of chocolates.
Ağız tadını bildiğimden, ona büyük bir kutu çikolata satın aldım.

Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, İngilizcede sırasıyla always ve continually zarflarının very often zarfıyla, Türkçede sırasıyla daima, her zaman anlamındaki zarf ile sürekli, sürekli olarak, sürekli şekilde anlamındaki zarfın çok sık, çok sık olarak, çok sık şekilde anlamlarından birinde kullandıkları her durumda sürekliliği kullanır.

I always lose my keys
Anahtarlarını daima kaybederim

I am always losing my keys
Anahtarlarımı çok sık kaybediyorum.


İstisna 7-)
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, planlı bir eylem anlamında kullanıldıkları her durumda süreksizliği, plansız bir eylem anlamında kullanıldıkları her durumda sürekliliği kullanır.

I always meet her at the station.
Onu daima istasyonda karşılarım.

I am always meeting her at the station.
Onunla çok sık istasyonda karşılaşıyorum.

Hiç yorum yok:

Habitat Fragmentation

R e s ea r c h e rs   in   the   fi e ld   of   c ons e r v a tion   biolo g y   who   stu d y   f a c tors   su c h   a s   urb a n d e v e...