Manager,
factory, worker, speak to/spoke to/spoken to
Yönetici,
fabrika, işçi, -ile konuşuyor
Yönetici
fabrikadaki işçiler ile konuşuyor.
Manager
is speaking to workers in factory
Not:
İngilizcede bir fiilin yanına edat getirilip anlamı yarı yarıya veya tamamı ile
kaybolup yeni anlam oluşturan fiiller meydana getirilir. Bunlara phrasal verb
(edatlı fiil) veya deyimsel veya ibaresel kullanımlar ismi verilir.
Nobody
has read the statement in newspaper.
Hiç
kimse gazetedeki ifadeyi okumadı.
Not:
İngilizcede body, one, thing son eki ile biten kelimeler daima tekildir. No ön
eki ile başlayan kelimeler cümlede not negatif form ibaresi olmadan cümleye
olumsuzluk yüklemesi yapar.
My,
table, paper, I, lose/lost
Masamdaki
kağıtları kaybettim.
I
lost papers on my table.
I
have lost papers on my table
Gazetedeki
fotoğraf çok iyi değildi.
Photograph
in newspaper is not very good
They
did not approve of the policiy of government
Approve
of ( -yi onaylamak, tastik teyit)
Onlar
hükümet politikasını onaylamadı.
Noun + of the + Noun
The
legs of the animal hayvanın
bacakları
Muscle
of leg bacak
kası
İmportance
of results sonuçların
önemi
Arrangement
of pictures resimlerin
düzenlenmesi
Movements
of molecules moleküllerin
hareketleri
Volume
of liquid sıvının
hacmi
Photograph
of student öğrencinin
fotoğrafı
Duration
of holiday tatil süresi
Distibution
of forests ormanların
dağılımı
difficulties
of problems problemlerin
zorlukları
dimensions
of room odanın
ölçüleri
division
of labour iş
bölümü
extent
of damage hasarın
derecesi
situation
of disadvantage dezavantaj
durumu
employment
of workers işçilerin
istihdamı
use
of wood ahşap
kullanımı
discovery
of element elementin
keşfi
volume
of gas gazın
hacmi
Glossary;
arrangement : düzenleme,
arajman
damage :
hasar
difficulty :
zorluk
dimension :
boyut
disadvantage : dezavantaj
discovery :
keşif
distribution :
dağıtım, dağılım
division :
bölünme
duration :
süresi
employment : istihdam
experiment : deney
extent :
ölçü, derece
importance : önem
liquid :
sıvı
molecule :
molekül
movement :
hareket
muscle :
kas
result :
sonuç
situation :
durum
use :
kullanım
volume :
hacim
They,
animal, leg, movement, to study -ied
Onlar
hayvan bacaklarının hareketini inceledi.
They
studied movement of legs of animal
Onlar
bacak kaslarının hareketini inceledi.
They
studied movement of muscles of leg
Onlar
Türkiye’deki gelir dağılımını inceledi.
They
studied distribution of income in Türkiye.
We
must remember the importance of results of this experiment.
Bu
deneyin sonuçlarının önemini hatırlamalıyız.
Must: Modal kullanımdır. Simple
present’ın ikinci derecede zorunluluk modalıdır. Kendisinden sonra
mutlaka V1 gelir. Düz olumluda kelime anlamı -meli(dir), -malı(dır).
Düz olumsuz kullanımı -me meli(dir), -ma malı(dır)
Resimlerin
düzenlenmesi önemlidir.
Arrangement
of pictures is important
Robert
Brown studied the movement of molecules in a liquid
Robert
Brown bir sıvıdaki moleküllerin hareketini inceledi.
The
doctor estimated the extent of damage in thorax
tahmin etmek, derece,
hasar, göğüs
Doktor
göğüsteki hasarın derecesini tahmin etti.
Not :
(and) ve (or) ‘un kullanımları
and
ve or’un 3 kullanımı vardır.
Bir
edat nasıl sol ve sağ tarafına kelime veya kelime gurubu şeklinde isim veya
isim formu, maximum zamir kullanımı kullanıyorsa and ve or’un edat kullanımı da
sol ve sağ tarafta kelime veya kelime gurubu şeklinde isim veya isim formu,
maksimum zamir kullanımı aldığı durumda edat kullanımıdır
Adından
da anlaşıldığı şekilde and ve or’un bağlaç kullanımı sol ve sağ tarafta mutlaka
herhangi bir cümle veya ana yapı aldığı durumdaki bağlaç kullanımıdır. Yalnız
burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta sol ve sağ tarafa getirilecek
cümle veya ana yapıda bütün unsurlarıyla tanımlı veya tamamlanmış (cümleye
bakıldığında kesinlikle şu cümle yapısındadır diyebileceğimiz şekilde asgari
veya minimum unsurları bulunduran) cümle veya ana yapıda olması gerektiğidir.
3-) Paralel yapı kullanımı
İngilizcede
parallel structure (paralel yapı) olarak bilinir. Bir ortak parantez
kullanımıdır. Yani kelimenin tam anlamıyla bir ortak parantez kullanımıdır.
Yani kelimenin tam anlamıyla bir ortak parantez kullanımıdır. Bu kullanıma en
basit objektif çağrışımsal örneği matematikte çarpmanın toplama üzerine dağılma
özelliği örneği şeklinde verebiliriz.
And
ve or’un paralel yapı kullanımı, hem edat kullanımının hem de bağlaç
kullanımının kullandığı bütün yapıları yani hem kelime veya kelime gurubu
şeklinde isim veya isim formu, maksimum zamir kullanımlarının hem de cümle veya
ana yapıların 3. farklı bağımsız bir ortak unsur parantezine alacak şekilde
kullanır.
The
volume of the liquid increased or decreased
Sıvının
hacmi arttı veya azaldı.
Deneyin
sonuçları için bekliyoruz.
We
are waiting for results of experiment
He
could not understand the difficulty of problem
Could
: modal kullanımdır. Simple past’ın Modalıdır. Kendisinden sonra mutlaka V1
gelir. Düz olumluda kelime anlamı –e bildi, -e bilirdi. Düz olumsuz kullanımı
-emedi, -amadı, -eyemedi, -ayamadı
Problemin
zorluğunu anlayamadı.
Öğrencinin
fotoğrafı dosyada değildir.
Photograph
of student is not in file.
Bu
harita Türkiye’deki ormanların dağılımını gösterir.
This,
map, forest, distribution, to show-ed
This
map shows distribution of forests in Türkiye
They
overcome the difficuilties of problem
-nın üstesinden gelmek
Onlar
problemin zorluklarının üstesinden geldi.
They
did not know the dimensions of room. know
(V1), knew (V2), known (V3)
Onlar
odanın boyutlarını bilmedi. (bilmiyordu).
İngilizcede
doğası, niteliği veya özelliği gereği sürekliliği olmayan fiiller 3 nolu ana
yapıda standart kurulumda ilk standart veya objektif kelime anlamlarında
süreklilik formunda kesinlikle kullanılamaz. Fakat Türkçede İngilizce kullanımı
zaten kapalı olduğundan anlamı düşürmemek amacıyla süreklilik formunda
kullanılabilir. Örneğin koşmak eylemi doğası, niteliği veya özelliği gereği
sürekli bir eylemdir. Bu yüzden karşılığı olan kelime ilk standart kelime
anlamı olan koşmak anlamında hem İngilizcede hem Türkçede örneğin koşuyor
süreklilik veya koştu süreksizlik formlarında kullanılabilir. Fakat örneğin
bilmek eylemi doğası, niteliği veya özelliği gereği sürekli bir eylem değildir.
Bu yüzden İngilizcede söz konusu fiil ilk standart veya objektif kelime anlamı
olan bilmek anlamında süreklilik formunda kullanılamaz. Fakat Türkçede İngilizce
kullanımı zaten kapalı olduğundan anlamı düşürmemek amacıyla süreklilik formu
kullanılabilir.
İngilizcede
her fiilin süreklilik formu vardır. Yalnız doğası gereği sürekliliği olmayan
eylemler ilk standart veya objektif kelime anlamlarında süreklilik formunda
kullanılamaz. Kullanıldığı her durumda sübjektif veya özel amaçlı veya argo vs.
bir anlamda kullanılmışlar demektir.
Doğası
gereği sürekliliği olmayan eylemler, İngilizcede eylemden ziyade bir durum
ifade ettikleri her durumda süreksizliği, eylemin kendisini ifade ettikleri her
durumda sürekliliği kullanır.
To smell
The
bread smells good/fine.
Ekmek
güzel kokar
I
am smelling the bread
Ekmeği
kokluyorum.
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler,
süreklilik formunda kullanıldıkları her durumda bir değişim veya gelişim
fikrinden bahseder.
I
feel fine/good
İyi
hissederim (hissediyorum)
I
am feeling better today
Bugün
daha iyi hissediyorum.
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler,
süreklilik formunda kullanıldıkları her durumda sübjektif veya özel amaçlı bir
anlamda kullanılmışlar demektir.
I
am seeing the doctor at 5 o’clock
Saat
5’de doktor randevum var.
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, özellikle
İngiliz İngilizcesinde yapısal, gramatik ve anlamsal olarak %100’lük progressive
veya continuous veya süreklilik yüklemesi yapmak amacıyla (can) modaliyle
birlikte kullanılır. Bu tür fiillerle ilgili kullanımda (can) modaliyle Türkçe
söylem veya ifadede objektif olarak ifade edilip edilmemesi o kadar önemli
değildir. Burada amaç bu tür fiillere süreklilik yüklemesi yapmak şeklindedir.
I
can see her coming down the road.
Onun
yoldan aşağı geldiğini görüyorum.
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler,
İngilizcede ileri düzey alt yapısal özelliklerde reduction işlemine tabi
tutulmuş veya redükte edilmiş veya indirgenmiş simultane veya eş özneli alt
yapısal özellik kullanımlarında hem süreklilik formunda hem de ilk standart
kelime anlamlarında kullanılır.
Knowing
her tastes, I bought her a large box of chocolates.
Ağız
tadını bildiğimden, ona büyük bir kutu çikolata satın aldım.
Doğası gereği sürekliliği olmayan eylemler, İngilizcede
sırasıyla always ve continually zarflarının very often zarfıyla, Türkçede
sırasıyla daima, her zaman anlamındaki zarf ile sürekli, sürekli olarak,
sürekli şekilde anlamındaki zarfın çok sık, çok sık olarak, çok sık şekilde
anlamlarından birinde kullandıkları her durumda sürekliliği kullanır.
I
always lose my keys
Anahtarlarını
daima kaybederim
I
am always losing my keys
Anahtarlarımı
çok sık kaybediyorum.
İstisna 7-)
Doğası
gereği sürekliliği olmayan eylemler, planlı bir eylem anlamında kullanıldıkları
her durumda süreksizliği, plansız bir eylem anlamında kullanıldıkları her
durumda sürekliliği kullanır.
I
always meet her at the station.
Onu
daima istasyonda karşılarım.
I
am always meeting her at the station.
Onunla
çok sık istasyonda karşılaşıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder