The employer of these men is at the office
X is y
Bu adamların işvereni ofistedir.
This, problem, explanation, end
Bu problemin açıklaması sonundadır.
X is y
Explanation of these problems is at the end
Test tüpündeki madde bu şişedendir.
Test-tube, substance, bottle
(Burada asıl tanımlanan maddedir. Madde tekil
olduğundan x tekildir. Bu yüzden yardımcı fiil (is)dir.
Substance in test tube is from this bottle
This, problem answer, book
Bu problemin cevabı kitaptadır.
(Burada asıl tanımlanan cevaptır. Cevap tekil
olduğundan x tekildir. Bu yüzden yardımcı fiil (is)dir.
Answer of this problem is in book
The market of these goods is in far east
X of y x is y
Bu malların
pazarı uzak doğudadır.
The building in the center of the town is between the
railway and the river
X is y
Şehrin merkezindeki bina demiryolu ve nehir
arasındadır.
İngilizcede (and) ve (or)’un
kullanımı;
(and)’in kelime anlamı (ve), (or)’un kelime anlamı
(veya)’dır. And’li veya or’lu bir yapının İngilizcede kuruluşu dünyada her
formal dilde olduğu gibi Türkçede de baştan sona şeklinde ve Türkçedeki
gibidir.
Bu baştan sona şeklindeki kurulum kendi içinde iki
alt analiz içerir.
1- And’li
veya or’lu yapı ya iki farklı bağımsız unsuru birbirine bağlar.
Üretim ve
dağıtım
Production and
distribution
2- Veya
3. farklı bağımsız bir unsura bağlı, bağlı 2 farklı unsuru birbirine bağlar
(Üretim ve
dağıtım) maliyeti
Cost of production and
distribution
Burada maliyet iki kere tekrar ediliyor. ӟretim
maliyeti ve dağıtım maliyeti”. Maliyet kelimesi üretim ve dağıtım kelimelerinin
ortak paydasıdır. Önce ortak parantezi (parantez dışını) halledip daha sonra
parantez içi yapılıyor. İngilizceye çevirirken (üretim ve dağıtımın
maliyeti) olarak düşünülür ve of edatı konur.
The book about Türkiye is on the table
Türkiye ile ilgili kitap masadır.
Bölümün özeti sondadır.
Summary of chapter is at the end.
Sınav kağıtları masamdadır.
(Burada
asıl tanımlanan kağıtları’dır. Kağıtlar çoğul olduğundan x çoğuldur. Bu yüzden
yardımcı fiil (are) dır.
Papers
of examination are on my table
The
buildings on the corners are in the centre of city.
(Burada asıl tanımlanan the buildings’tir. The
buildings çoğul olduğundan x coğuldur. Bu yüzden yardımcı fiil (are) dır.
Köşelerdeki
binalar şehrin merkezindedir.
The
chapters on Türkiye are at the and.
Türkiye
ile ilgili bölümler sondadır.
(Burada
on edatı sübjektif anlamında about gibi kullanılmıştır)
The
factories inside the town are near the river.
Şehirdeki
fabrikalar nehir yakınındadır.
İn, into, inside, through, within edatlarının kullanımı
Bunların
5’ide in edatıyla aynı kombinasyonel anlamları
de,
da deki, daki içinde(ki)
anlamlarına
sahiptir. Bir şekilde in edatının standart, sübjektif veya istisna
kullanımlarının (alt veya üst limitlerinin) ikame modelleridir.
İn : in edatı statik veya durumsal
durumların anlatılmasında kullanılır.
İnto : into edatı dinamik veya hareketli
durumların anlatılmasında kullanılır.
İn
ve into arasındaki farklar için örnek;
I
throw the stone into the river.
Taşı
nehre atarım. (burada hareket ve yön var.)
I
threw the stone in the river.
Taşı
nehre attım. (burada durum var, eylem yok)
inside : statik + fiziksel sınır belirlemek ve veya
3 boyutluluk durumlarının anlatılmasında kullanılır.
through:
dinamik + bir uçtan öbür uca, baştan başa veya boydan boya şeklinde içindenlik
anlamında kullanılır.
Space
(uzayda) derken trough kullanılır. Eğer uzayda daha önce belirlenmiş bir nokta
olsaydı in olacaktı.
within : hal, yer, durum vs. anlatımlarında da
kullanılmasına rağmen çoğunlukla zamansal nicelik anlatımlarında bilinen bir
veya birden fazla zamansal nicelik söz konusu olduğunda kullanılır.
Örneğin
1 saat içerisinde derken “in one hour” kullanılır. Ancak bu 1 saat daha önceden
planlanmış bir saatse “within one hour” kullanılır.
Sıvıdaki
maddeler bu şişedendir.
substances
in liquid are from this bottle
The
liquids in test tubes are in laboratory
Test
tüplerindeki sıvılar laboratuvardadır.
Soruların
cevapları bu kağıttadır.
answers
of questions are on this paper.
İşçilerin
ifadeleri bu rapordadır.
Statements
of workers are in this report.
The
coal in this area is near surface
Bu
bölgedeki kömür yüzey yakınındadır.
The
translation of these sentences is on next page
Bu
cümlelerin çevirisi gelecek sayfadadır.
nutrients
in soil are near the surface
Topraktaki
besinler yüzey yakınındadır.
Building : bina
Centre : merkez
Chapter : bölüm
Coal : kömür
Corner : köşe
Employer : işveren
Explanation : açıklama
Factory : fabrika
Goods : mallar
Laboratory : laboratuvar
Liquid : sıvı
Market : pazar
Nutrient : besin
Railway : demiryolu
Report : rapor
Soil : toprak
Substance : madde
Summary : özet
Surface : yüzey
Translation : çeviri
The
activities of research workers are in this report
Araştırma
çalışanlarının faaliyetleri bu rapordadır.
The
results of their investigations are in this report
Onların
araştırmalarının sonuçları bu rapordadır.
Bu
deneyin sonuçları rapordaydı.
Results
of this experiment was in report
The
decision of committee was in favor of their activities
lehine(de)(ki)
Komite
kararı onların faaliyetleri lehineydi.
Deneyin
ayrıntıları bu rapordadır.
Details
of experiment are in this report
The
answers of questions are at the end of the book
Soruların
cevapları kitabın sonundadır.
The
object of research project was at the beginning of report
Araştırma
projesinin hedefi raporun başındaydı.
The
details of study were not in report
Araştırmanın
detayları raporda değildi.
İngilizcede
(not) ibaresi negatif form ibaresidir. Bir cümleye olumsuzluk yüklemesi yapıp 2
nolu ana yapıda Türkçe karşılığı değil kelimesidir.
(anlama) (cümle)
The
comprehension questions of these sentences are at the end of exercise
Bu
cümlelerin anlama soruları egzersizlerin sonundadır.
Bu
hastalığın bakterileri akciğer dokularındadır.
Bacteria
of this disease are in tissues of lung.
The
date of the next meeting is on notice board
Gelecek
toplantının tarihi ilan tahtasındadır.
The
report of the last meeting was on notice board
Son
toplantının raporu ilan tahtasındaydı.
Equipment
of next experiment is not in laboratory
Gelecek
deneyin ekipmanları laboratuvarda değildir.
The
statement from manager was in today’s newspaper
Yöneticiden
gelen ifade bugünün gazetesindeydi.
Üstten
virgülle ayrılan s kullanımı Apostrophes
İngilizcede
iyelik durumlarının anlatılmasında kullanılır. Kendi kulandığı kelime ile
iyelik sıfatı oluştururken birlikte kullanıldığı kelime ile toplam olarak sıfat
tamlaması meydana getirir.
(‘s
yerine of kullanmak daha güvenli)
Bu
öğrencinin kitabı
Book
of this student
This
student’s book
Gelecek
deneyin malzemeleri bu kutudadır.
Materials
of next experiment are in this box.
The
reasons of their refusal are in this statement
Onların
reddinin sebepleri bu ifadededir.
Şu
hastaneden gelen hastaların isimlerinin listesi kayıtlardadır.
(that,
hospital, patient, name, list, record)
List
of names of patients from that hospital is in records
İngilizcede
bir edat ele alınacağı zaman sübjektif veya özel amaçlı bir kullanım kaygısı
söz konusu değilse daima objektif veya standart kullanımıyla ele alınır. Buna
göre Türkçe lkarşılığı Televizyonda, Radyoda, Bilgisayarda ve kayıtlarda
şeklindeki kurulumları ele alırsak;
Televizyonda
kurulumunda önemli olan ekran üzerinde görüntü fonu olduğundan on TV
Radyoda
kurulumunda önemli olan radyo hoparlörü üzerindeki ses fonu olduğundan on Radio
Bilgisayarda
kurulumunda önemli olan ekran üzerinde görüntü fonu olduğunda on computer
Kayıtlarda
kurulumunda önemli olan kayıtların bulunduğu ortamın örneğin bilgisayarın
ekranı üzerinde görüntü fonu olduğundan on record ifadeleri kullanılır.
Bunların
her birinde in edatı kullandığımızda ise ilk üç kurulumda cihazlar içindeki
teknik ekipman, donanım veya teçhizattan bahsedilirken son kullanımda kayıtlar
içindeki spesifik veya ayrıntılı bilgiden bahsedilmiş olunur.
The
records of all the students are in these files
Bütün
öğrencilerin kayıtları bu dosyadadır.
The
address of every hospital in london is in our records
Londradaki
her hastanenin adresi bizim kayıtlarımızdadır.
The
names and the addresses of all our patients are in these files.
Bütün
hastalarımızın isimleri ve adresleri bu dosyalardadır.
aşağı(sı)(da)(ki)
The
oil in this area is below the level of sea.
Bu
bölgedeki petrol deniz seviyesinin aşağısındadır.
Glossary;
Activity : aktivite
Committee : komite
Comprehension:
anlama
Date : tarih
Decision : karar
Detail : detay
Disease : hastalık
Equipment : ekipman, malzeme
Report : rapor
Study : araştırma
Experiment : deney
İn
favor of : lehine
File : dosya
investigation : soruşturma
Hospital : hastane
Level : seviye
Lung : ak ciğer
Manager : yönetici
Result : sonuç
Statement : ifade
Tissue : doku
Material : malzeme
Meeting : toplantı
Notice
board : ilan panosu
Object : hedef
Oil : petrol
Patient : hasta
Project : proje
Reason : sebep
Record : kayıt
Refusal : ret
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder