25 Kasım 2019 Pazartesi

İngilizce 1. Ders


DİL YETENEK İŞİ DEĞİLDİR

İngilizcede hayatımız boyunca süreç, daima İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye şeklinde olacaktır. Her dil kendi içinde bir çeviri sürecindeki İngilizce ve Türkçe gibi birbirine tamamen zıt iki dil söz konusu olduğunda kesinlikle bir çeviri sürecinden bahsederiz. Buna göre bir dilde yukarıdan aşağıya doğru bilimsel dil veya çeviri, daha sonra motamot dil veya çeviri en altta da simultane dil veya çeviri düzeyleri gelir.

Simultane dil veya çeviri düzeyi;
Bir dilde konuşma verilir. Konuşma dili ile ikinci bir kesinlikle öğrenilemez.

Motamot dil veya çeviri düzeyi;
Düz aktarım olarak da bilinir. Bazı durumlarda bir takım yanlış, mantıksız, saçma veya komik kurulumlara yol açtığından bu düzeyi de geçebiliriz.
                                                                         
Bilimsel dil veya çeviri düzeyi;
Asıl ulaşmak istediğimiz, bilimsel dil veya çeviri düzeyinde dünya İngilizcesi veya standart İngilizce dediğimiz İngilizce olacaktır.

Buna göre İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye konuşmak, okumak, anlamak ve yazmak düzeylerinden herhangi birinden A’dan Z’ye herhangi bir konuda en kısa cümleden en uzun cümleye kadar bir cümle kurarken cümleden önce o cümlenin yapısal anlamı daha sonra gramatik anlamı en sonunda anlamsal anlamı oluşturup kaynak dilden hedef dile veya İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye sonuç cümleyi kurarız.

Yapısal anlam:
İngilizcede sadece 3 farklı cümle yapısı vardır. Ne tesadüftür ki Türkçede de sadece 3 farklı cümle yapısı vardır. Yapısal anlam aşaması cümlenin bu 3 ana yapıdan birine plase edilmesi veya yerleştirilmesidir.

Gramatik anlam:
Bir önceki basamakta plase ettiğimiz cümle yapısına kombinasyon analizi yapılması işlemidir.

Anlamsal anlam:
Kelimelerin yerlerine konulup kelime veya kelime grubu analizi yapıldıktan sonra kaynak dilden hedef dile sonuç cümlenin kurulması işlemidir.

To be

am, is, are                                                          was, were                                          has been
                                                                                                                                              have been
(şimdiki zaman)                                               (dili geçmiş)                                       (mişli, bitmiş) perfect



1-)          There is, are                                      there was, were                              there has, have been
                vardır,                                                  vardı,                                                    olmuştur,
ler, lar vardır                                     ler, lar vardı,                                      ler, lar olmuştur,

2-)          am, is are                                            was, were                                          tanıtıcı, tanımlayıcı


3-)          Fiilli cümle kuruluşları                    modal fiilli
                etken fiilli                                            modal etken     
                Edilgen fiilli                                         modal edilgen

is, are

(are) yardımcı fiilinden önce gelen kısım % 100 çoğuldur. Sonra gelen kısım tekli veya çoğul olabilir.
Önce gelen kısma X, sonra gelen kısma Y dersek;

X    is     Yt                                XY’ dir.
X    is     Yç                               XY’ lerdir.
X   are   Yt                                X’ler Y’dir.
X   are   Yç                               X’ler Y’lerdir.

was, were

(was) yardımcı fiilinden önce gelen kısım % 100 tekildir. Sonra gelen kısım tekli veya çoğul olabilir.
(were) yardımcı fiilinden önce gelen kısım % 100 çoğuldur. Sonra gelen kısım tekli veya çoğul olabilir.
Önce gelen kısma X, sonra gelen kısma Y dersek;

X   was     Yt                             XY’ di.
X   was     Yç                            XY’ lerdi.
X   were   Yt                             X’ler Y’di.
X   were   Yç                            X’ler Y’lerdi.

Yapısal anlam:
İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye bir cümle kurulumunda o cümlenin hangi ana yapı formülasyonuna girdiğinin bulunmasının çözümünü gösteren ve 3 ana yapı kuralı şeklinde özetleyebileceğimiz sistematik çözümleme safhasının hem konuşma hem okuma hem anlama hemde yazma düzeylerindeki plasmanı veya yerleştirilmesi bir dilden diğerine ilk işlemi başlatan sürecin başlangıcıdır.

Gramatik anlam:
Belirli bir ana yapıya plase ettiğimiz İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye cümlenin o ana yapı içindeki kombinasyonel düzeylerden birine cümle içinde ilerledikçe plase edilmesidir. En son yerleştirme işlemi gerçekleştiğinde çözümleme safhasının %85’i bitmiş demektir.
Anlamsal Anlamı:
Ana yapı ve alt yapı yapısal formülasyonel çözümü yapılmış bir cümlenin İngilizceden Türkçeye, Türkçeden İngilizceye kelime anlamının konularak kelime ve kelime grubu analizi yapıldıktan sonra Türkçe ise İngilizcesinin, İngilizce ise Türkçesinin son mantıksal ve anlamsal anlamının bulunması demektir.

Uzun bir anlatımla ifade ettiğimiz bu süreç, beyindeki bilişsel süreç içinde saniyelik ve anlık hesaplama ve analiz sentezlerle sonuca ulaştırıcı bir süreç olma özelliğini, literatürde hem ana yapı hem de alt yapılarla ilerledikçe kazanacaktır. Bu süreç en basit bir cümleden yaklaşık ortalaması 10-15 veya daha fazla satır olan tekli cümle kurulumlarına kadar hep aynı dizge veya sistematik içinde gerçekleşmektedir. Bu yüzden önemli olan beynin mantık çerçevesi içinde, bu tür bir yapılanmayı objektif olarak oturtmaktır. Buna göre iyi bir yabancı dil öğretim sisteminin ezbere dayalı olmayan kelime öğrenme sistematiğine dayalı, ana dil ile düşünmeyi ortadan kaldırmayan, kişinin kendi ana dili ile öğrenmek istediği yabancı dil arasında en iyi bağlantıyı kuran sistem olduğunu düşünürsek, buna göre İngilizcede 3 ana yapı olduğunu görebiliriz. Bu her şekilde hem Türkçede hem İngilizcede her türlü ana bilim dalı ve branjda A’dan Z’ye her konuda aynı süreçleri veren bir yapısal formülasyonel sisteminde ispatı olmaktadır.

Hiç yorum yok:

Habitat Fragmentation

R e s ea r c h e rs   in   the   fi e ld   of   c ons e r v a tion   biolo g y   who   stu d y   f a c tors   su c h   a s   urb a n d e v e...